Acıbadem Okulları’nın Zarafet Atölyesi’ni incelerken “zarafet” tanımının daha bir genişlediğini, latifleşip inceldiğini görebiliyoruz:
Hayata bakış açıdır zarafet; kim olduğunuzu, atalarınızı, geleneklerinizi, değerlerinizi bilmektir. Anı yaşarken, sıradan şeylerin harcıdır zarafet; yürüyüştür, oturuştur, tatlı dil, güler yüzdür. Kelimelerin dostudur zarafet; sestir, ahenktir, hece hece muhabbettir.
Evrenseldir zarafet; başka dilleri ve kültürleri bilmektir ama ana dilini ve özünü korumaktır. İyiyi ve kötüyü ayırmaktır zarafet; incelemek, gözlemek, ibret almak, farkına varmaktır. Topluma değer katmaktır zarafet; caddede, sokakta, tiyatroda, düğünde, piknikte, camide nasıl davranılır bilmektir.
Misafire güler yüzdür zarafet; hürmet etmek, ikram etmek, gönüllere girmektir. Ne yediğini ne içtiğini bilmektir zarafet; sağlıklı ve helal olanın peşine düşmektir, Allah’ın emaneti bedene iyi bakmaktır.
Rabbini bilmektir zarafet; hürmetle ibadet etmek, edeple huzura varmaktır. Diğerkâm olmaktır zarafet; yemeyip yedirmek, başkalarını iyi etmektir. Tahir olmaktır zarafet; giyimi kuşamı, saçı başı, evi barkı ihmal etmemektir.
Tasarruf etmektir zarafet; rızkın kıymetini bilmek, biriktirmek, infak etmektir. Yaşadığın çağın insanı olmaktır zarafet; teknolojiyi bilmek, teknoloji üretmektir. Zamanın değerini bilmektir zarafet; ömrün tek bir anını bile boşa harcamamak, sosyal medyaya kaptırmamaktır.
Tarzını tavrını bilmektir zarafet; sürüden ayrılmak, kendi beğenisine, inancına göre giyinmektir. Gönül kazanmaktır zarafet; sevgini usulünce sunmaktır.
Yaratılanı sevmektir zarafet; en sevgili kulu takip etmek, tüm âleme onun gibi şefkat göstermektir. Bilmektir zarafet; tüm kainatta Allah’ı görmektir.
Acıbadem Okulları’nda zarafet; insan-ı kâmil olmaya çalışmaktır.