Hiç bir şey güvenin hızı kadar hızlı değildir.

Biraz araştırsak şu cümleleri söyleyen öğretmen ve personellerle karşılaşacağımızı garanti edebilirim.

  • Okulda öyle politik oyunlar var ki sanki her an ayağımı kaydıracaklarmış gibi hissediyorum.
  • Bürokrasiler arasına sıkışmış bir okulda çalışıyorum. Basit bir şeyin gerçekleşmesi bile günler alabiliyor. Bir kalem almaya bile onay ihtiyacı var.
  • Öğretmenlerimin ve personelimin benim söylediklerimi çok önemsediklerini düşünmüyorum.
  • Yöneticim yaptığım işimi en ufak ayrıntısına kadar denetliyor. Güvenilmez insanlarmışız gibi davranıyor bize.

BASİT BİR İFADEYLE GÜVEN İNANMAKTIR. GÜVENİN TERSİ-GÜVENSİZLİK, KUŞKU DUYMAKTIR.

Aslında biz bir insana güvendiğimiz zaman ona şunları söylüyoruz; Senin karakter bütünlüğüne ve kabiliyetlerine inanıyorum.

Bir insana güvenmediğinizde ise onun bilgi ve becerilerinden, mevcut gündeminden, kabiliyetlerinden ve geçmişinden kuşku duyarız. Bir dakika durun ve güven ilişkiniz olduğu birini düşünün. Yöneticiniz olabilir,  çalışma arkadaşınız olabilir, anne babanız, çocuğunuz, kardeşiniz olabilir. Bu ilişkiyi tarif edin!

Nasıl bir ilişki?  Ne hissettiriyor size?  Aranızdaki diyalog nasıl?

Şimdi de güven düzeyi düşük bir ilişkinizi düşünün. İşinizde ya da evinizde uzun süredir yaşadığınız stresli ortamı hayal edin. Hızlı bir şekilde özgürce bir hayat mı yoksa ne zaman biteceğini merak ettiğiniz sıkıntılı bir süreç mi?

Güven olmadan başarıyı yakalayamazsınız. Güven olmadan çalışanlarınızla ortak hedef mutabakatı yapamazsınız. Güven olmadan eğitimde istediğiniz hedeflerinizi tutturmanız çok zor.

Güvenin üzerine oturduğu 2 kanal var.

  1. Karakter: Sözüm size yöneticilerim, karakter; özellikle işe alım süreçlerinde izlediğiniz beceriler dışında kişilerin çalışma sürecinde ortaya koyduğu tutum ve davranışları güvenin üzerine oturduğu önemli bir kanal.
  2. Yetkinlikler: İş yapış biçimlerine baktığınızda, bir işi en efektif sonuçla, zamanında bitirme becerisini gösteren kişilere daha çok güvendiğimizi söyleyebiliriz. Bunun tersini düşünürsek, iş yapış biçimlerinde istenen sonuçlara ya çok geç ya da eksik bir şekilde ulaşan kişiler bize güven vermez.

Kurumsal düzeyde baktığımızda okulların içinde güven duygusunun giderek önem kazandığını söyleyebiliriz.

Araştırmalar şunları ortaya koyuyor.

  • Çalışanların sadece %55’i yöneticilerine güveniyor.
  • Çalışanların sadece %36’sı yöneticilerinin doğru ve dürüst davrandığını düşünüyor.
  • Geçtiğimiz 12 ay içinde çalışanların %76’sı çalıştığı yerde güvensizliğe neden olabilecek usulsüz veya etik olmayan hareketler gözlemlemiş.

BAŞKALARINDAN GİDEREK DAHA ÇOK KUŞKULANIYORUZ.  BU DA GÜVENİMİZİ DAHA DA ÇOK SARSIYOR.

Gelin birlikte okulunuzda güven dalgası oluşturduğunuzda nelerle karşılaşacaksınız birlikte bakalım. Güvenin var olmadığı okullarda şunların yaşanması öngörülüyor.

  • Zehirli kültür ve işlevsiz ortam
  • Yoğun mikro yönetim
  • Gereğinden fazla hiyerarşi
  • Cezalandırma sistemleri ve yapıları
  • Mobbing (Duygusal taciz/baskı)

Güvenden söz edebileceğimiz okullarda ise şunlar var.

  • İşe odaklanma
  • Etkili işbirliği ve yürütme
  • Çalışanlarla pozitif ortaklık ilişkileri
  • Faydalı sistem ve yapılar
  • İyi iletişim
  • Bağlılık, inanç ve sadakat

 

Ekiplerinizde rol verdiğiniz ve okulunuz için önemli olduğunu düşündüğünüz çalışanlarınız arasında güvensizlik hisseden kişi:

  • Kendini ortaya koymaz, zayıf yanlarını ve hatalarını gizler,
  • Yardım istemekten çekinir, başkalarını takdir etmez,
  • Kendi sorumluluk alanları dışına çıkmaktan kaçınır,
  • Diğer ekip üyelerinin söz ve davranışlarının nedenini anlamaya çalışmadan yorumlar,  sonuç çıkarır,
  • Ekip arkadaşlarının becerilerini ve deneyimlerini göz ardı eder, yararlanma yoluna gitmez,
  • Kendisini olduğundan farklı göstermeye çalışır,
  • Kızgınlık yaşar.

Bir okulda güven ortamının olmadığına işaret eden belirtiler de var elbette. Orta kademe yöneticilerde yaşanan delegasyon yetkinliğini kullanmamanın altında yatan önemli nedenlerden biridir güven duymamak.

Güven ortamının olmadığını gösteren başka işaretlerde var.

  1. Çalışanlara inisiyatif vermemek
  2. Aşırı ayrıntılı onay süreçleri
  3. Çalışanlar arasında korku ve güvensizlik
  4. Hata kabul etmemek ve yolunda gitmeyen işler için başkalarını suçlamak
  5. Yüksek iş terki (turnover)
  6. Bölümler arası yıkıcı rekabet

Bu belirtilerden en az üç tanesinin varlığı, kurum içindeki düşük güven ortamının işaretidir. Güvensizliğin kurumlara maliyeti göz önüne alındığında, belirtileri yakından gözlemlemek ve bu konularda harekete geçmek büyük bir önem taşımaktadır.

Güven anahtarını kullandığınızda, başarıya ve hedeflere giden her kapının açılacağını göreceksiniz.

AHMET ŞAHİN AKBULUT

ACIBADEM OKULLARI KURUMSAL GELİŞİM DANIŞMANI